Beyoğlu Belediyesi Neden 6. Daire'ydi?
İstanbul, Aralık 2023.
1855'te Şehremaneti kurulmasıyla İstanbul’un idari tarihinde bir dönüm noktası yaşandı. Şehreminliği makamı toplumun farklı kesimlerinden seçilmiş on iki temsilcisiyle birlikte şehir meclisini oluşturdu. Görevleri vergileri düzenlemek, yol yapmak, kentin temizliğini sağlamaktı. 1858’de İstanbul, 14 bölgeye ayrıldı. Galata, Pera, Taksim, Kurtuluş, Pangaltı, Kasımpaşa ve Tophane’yi içeren Altıncı Daire kuruldu. Beyoğlu, ilk uygulama olmasına rağmen Paris'te "Sixeme Arrondissement" diye bilinen birimin kentin en mamur bölgesi olması sebebiyle bu adı aldı.
Amaç ticareti düzenlemek ve kentin ihtiyaçlarını karşılamaktı. 13 bölge Şehremaneti’nin denetimi altındayken Altıncı Daire’nin doğrudan sadrazama bağlı olması ayrıcalıklı konumunu işaret etmekteydi. Neticede Altıncı Daire dışında hiçbir bölgede kayda değer bir sonuç doğmadı. Altıncı Daire Belediyesi hükümet tarafından tayin edilmiş yedi üyeden oluşan bir meclise sahipti. İlk müdür Kamil Bey’e iki yerli Rum, bir Osmanlı Ermenisi, iki Müslüman ve 1840’larda ilk operayı kuran Osmanlı vatandaşı Thedore Naum eşlik etmekteydi.
Sokaklar temizlendi, su yolları yapıldı. Beyoğlu ve Galata'nın kadastro haritaları çizildi. Taksim ve Tepebaşı'nda umumi bahçeler yapıldı. Bir hastane kuruldu ve sokakların gazyağıyla çalışan fenerlerle aydınlatılması, ilk kez Cadde-i Kebir'de (İstiklal Caddesi) başlatıldı. Beyoğlu Belediye Binası ise II. Abdülhamit Han öncülüğünde Edouard Blacque Bey'in ilk reisliği döneminde (1879-1883) İtalyan Mimar Giovanni Battista Barborini tarafından inşa edildi. Haliç ve tarihi yarımada manzarasına hakim olan ve neoklasik üslupla cephesi düzenlenen yapı eğimli bir parsele yerleşerek Şişhane Meydanı'ndan merdivenlerle ulaşılan yükseltilmiş bir platform üzerine inşa edildi. 1960'lı yıllarda kaymakamlık olarak kullanılılan yapı, 1984'te Beyoğlu Belediye Başkanlığı oldu. Beyoğlu Belediye Binası restorasyonu 2012 yılında tamamlandı.
166 yıldır olduğu gibi Beyoğlu’na hizmet etmeye devam ediyor. Koridorlarında gezinirken ilk başkanı Edouard Blacque’in, başkanlarından biri olan Osman Hamdi Bey’in, mimarı Giovanni Battista’nın ve açılması kararını veren II. Abdülhamid’in izlerini görmek mümkün. Böylesine köklü bir çatı altında olmak paha biçilemez.